Budama
Bundan sonra bitki tele ulaşıncaya kadar ana gövdedeki çiçeklere dokunul-mamalıdır. Yan sürgünlerde (koltuklarda) ise bir meyve bir yaprak bırakılarak koltukların ucu koparılır. Bitki teli aşıp aşağıya doğru döndükten sonra ise koltuklar üzerinde iki meyve iki yaprak bırakılarak ucu kesilir. Ana gövde üzerinde oluşan meyvelere dokunulmaz. Ancak; eğri, şekilsiz ve standart dışı oluşan meyveler görülürse bunlar koparılmalıdır. Son yıllarda budama işçiliğinden tasarruf amacıyla yan dallanması zayıf çeşitler geliştirilmiştir.
Bitkinin daha iyi ışıklanma ve havalandırmasını sağlamak için görevini bitirmiş yaşlı ve hastalıklı yapraklarla, alt yan dal ve yapraklar temizlenir.Daha önce değinildiği gibi hıyarda meyvelerin % 95’ini su teşkil eder. Bu durum hıyarın suya düşkünlüğünün bir işaretidir. Bu nedenle hıyarın düzenli şekilde sulanması gerekir.
Sulama
Uygulama şekli nasıl olursa olsun, toprağa tatbik edilen belirli miktar suyun toprak içindeki durumu şöyle özetlenebilir:
a) Bitkilerin kök bölgesi içinde kalarak kolayca kullanılabilen biyolojik su.
b) Sızarak bitki kök bölgesinden uzaklaşan faydasız su.
c) Bitki kök bölgesinin hemen altında kalıp, kapilarite ile bitkilere kısmen faydalı olabilen ölü su.
Biyolojik su miktarını etkileyen faktörlerden birisi, bitkinin kök yapısıdır. Oldukça yüzlek saçak köklerden oluşan hıyar bitkilerinde biyolojik su miktarı, domates, biber ve patlıcana göre daha azdır.
Hıyarın kök yapısı az su-sık su prensibinin benimsenmesini gerekli kılar. Hıyarda kullanılacak su miktarı ve sulama aralığı ortamın sıcaklığına ve bitkinin boyuna bağlı olarak değişir.
Üretici şartlarında uygulanabilecek iki tip sulama şekli vardır:
a) Damla sulama
b) Karık veya tava sulama
Karık, tava veya düz sulamalar için en iyi uygulama az su-sık su prensibini uygulamaktır. Bölgemiz şartlarında uygulanabilecek sistem küçük alanlarda hortumla tek tek sulama ve sıra aralarına açılan karıklara su verme şeklidir.
Bölgemizde yeterince tanınmamasına rağmen salma ve karık usulü sulamanın çeşitli mahzurlarını ortadan kaldıran yeni bir sistem de damla sulama metodudur. Bu sistemde bitkinin günlük su ihtiyacına günlük olarak cevap verebilme olanağı vardır. Su ile birlikte gübrelemenin de yapılması mümkündür.
Damla sulama sisteminin başlıca avantajları şunlardır:
- Aşırı suyun sebep olduğu, bitki besin maddelerinin topraktan yıkanarak uzaklaşması bu sistemle asgariye iner.
- Verilen sudan bitki tam olarak istifade eder.
- Aşırı suyun sebep olduğu aşırı nemden dolayı çoğalan hastalıklar bu sistemle azaltılır.
- İstenildiği anda istenildiği kadar su verme imkanı sağlar.
- Su ve işçilikten tasarruf imkanı verir.
- Verim ve kalitede artış sağlanır.
Kültür bitkilerinin günlük su tüketimleri bitkinin büyüklüğüne, mevsime ve kültürün su isteğine göre değişebilir. Fakat unutulmamalıdır ki, toprağa uygulanan belirli miktar suyun ancak belirli bir miktarı bitki tarafından alınabilir olup, kalan kısmı ya sızarak topraktan uzaklaşır veya toprak kolloidleri tarafından tutularak bitki emrine verilmeyebilir. Bu nedenle bitkinin günlük su tüketimi ayrı bir konu, bu tüketimi karşılamak üzere toprağa uygulanacak su miktarına karar vermek ayrı bir konudur.
Sera alanlarının çoğu tınlı karakterde, organik maddece yeterli olduğundan uygulanan suyun % 60-65’i faydalı sudur. Diğer bir ifade ile, hıyarın günlük su tüketiminin % 40-45 fazlası günlük su olarak kullanılır ise, bu bitkinin su ihtiyacı karşılanmış olur. Seraya dikimden itibaren, bitkinin kök derinliğine göre bir ıskala oluşturulursa bir dekar alana uygulanacak maksimum su miktarları ortalama olarak tablo 5’te görüldüğü gibidir.
Tablo 5: Bitki Kök Derinliğine Göre Günlük Maksimum Su İhtiyacı
Dönem
|
Kök Derinliği (cm)
|
Su İhtiyacı (günlük/ton)
|
Taze fide
|
7,5
|
1,45
|
Fide
|
10,0
|
1,93
|
Genç fide
|
15,0
|
2,90
|
Bitki
|
20,0
|
3,86
|
Bitki
|
25,0
|
4,83
|
Bitki
|
30,0
|
5,88
|
KAYGISIZ, Himmet; H
Kaynak:
Tabloda verilen bilgiler bir rehber niteliğindedir. Hava şartlarına göre değişiklik gösterir. Tabloda verilen rakamların uygulanması durumunda, yapraklarda günün en sıcak saatlerinde hafif de olsa bir pörsüme görülüyorsa pörsüme şiddetine göre uygulanacak su miktarı artırılmalıdır. Serin havalarda ise bu miktarlar azaltılmalıdır.
Damla Sulama Sisteminde Debinin Ölçülmesi
Debi, belirli bir sistemde bir dakikada (veya bir saatte) boşaltılan su miktarı demektir.
Bir seraya döşenmiş olan damla sulama sisteminin debisini ölçmek için;
a) Toplam boru uzunluğu,
b) Toplam meme sayısı,
c) Meme başına ortalama debinin (dakikada cc. olarak) bilinmesi yeterlidir.
Meme başına ortalama debinin tayini için, sistem çalışır durumda iken, değişik hatların değişik memelerinden birer dakika süre ile akan su bir bardakta toplanıp ölçülür. Her memeden ayrı ve aynı süre için ölçüm yapılmalıdır. Ölçüm yapılan meme sayısı ne kadar fazla olursa yapılan işlem o derece doğru ve sağlıklı olur.
Değişik memelerden yapılan ölçümler arasında fazla bir farklılık olmamalıdır. Aksi takdirde sistemde tıkanma veya başka bir arıza var demektir.
Sonuç olarak ortalama meme verimi (debi) bulunur ve toplam meme sayısı ile çarpılarak tüm sistemden bir dakikada boşaltılan su miktarı bulunur.
Örneğin; 10 memeden yapılan ölçümler sonucu ortalama meme verimi 45 cc/dk. olarak bulunmuş ve tüm sistemde 4.400 adet meme mevcut ise, bu sistemin dakikadaki debisi: 4.400 x 45 = 198.000 cc (198 lt), saatteki debisi ise 60 x 198 = 11.880 lt’dir.
Tespit edilen bu ölçülere göre örneğin; seraya 4 ton su vermek için sistemin çalışma süresini hesaplamak basit bir orantıdan ibarettir.
11,88 ton su 60 dk’da akıyor ise
4,00 ton su X dk’da akar
__________________________________
4,00 x 60
X = -------------- = 20 dakika
11,88
Eğer bu hesaplar karışık geliyorsa en pratik çare sera içinde birkaç yere, bitkinin kök derinliğinde çukur açarak, bu çukurların dip kısımlarında sistemden sızacak suyu takip etmektir.
Bu çukurlar iki meme arasında açılmalıdır ki, memeden çıkan suyun direkt etkisinde olmamalıdır.
Sistem çalıştırıldıktan makul bir süre sonra bu çukurlar kontrol edilmeli ve dip kısımda su sızıntısı görülünce sistem kapatılmalıdır.
Üst Gübreleme
Üst gübrelemeye başlama zamanı kültürlere, toprak yapısına ve hava şartlarına göre değişirse de, genellikle ilk meyvelerin görülmesinden itibaren başlamak uygundur. Daha erken başlanacak gübrelemeler sonucu bitki köklerinin toprak içindeki dağılım alanı kısıtlanır, diğer bir ifade ile kökler tembelleşir. Ayrıca bitkilerin mahsule yatması gecikir.
Taban gübrelemesinde tavsiye edilen gübreler verildiği takdirde hıyarın ihtiyacı olan besin maddeleri toprağa teorik olarak verilmiştir. Ancak; çiftlik gübrelerinin uygun ortamlarda saklanamaması içindeki besin maddelerin özellikle azotun kaybolmasına sebep olmaktadır. Ayrıca azot toprakta da çok hareketli olduğu için toprağa verilmiş olan azot da kök derinliğinin altına inebilmekte ve etkili kök bölgesinden uzaklaşmaktadır.
Bu sebepten çiçeklenme ve meyve bağlama döneminden itibaren bitkinin gelişmesine ve mahsul yüküne göre sulamalarla birlikte 4 taksitte 1 dekara toplam 20 kg. Potasyum Nitrat, 16 kg. Amonyum Nitrat ve 3 kg. Magnezyum Nitrat verilmelidir.
Bitkinin mikro element ihtiyacını karşılamak için mikro element ağırlıklı yaprak gübreleri kullanılmalıdır. Bir önceki yıl mikro element noksanlıkları görülmüşse buna özellikle dikkat etmek gerekir.
Eğer seranızda damla sulama sistemi varsa; bu sistemin getirdiği en büyük kolaylıklardan birisi de gübre uygulamalarına getirdiği kolaylıktır.
Ancak; bu sistemle uygulanacak gübrelerin belirli özellikleri vardır. Bu özellikleri şöyle sıralayabiliriz:
a) Sulama sisteminde aşınmaya sebep olmamalıdır.
b) Suda % 100 çözünmeli, memelerin tıkanmasına sebep olacak artık bırakmamalıdır.
c) Bitki tarafından kolay alınması için şelatlanmış olmalı ve bünyesinde iz elementleri ihtiva etmelidir.
d) Bitkilere zararlı ve toprak bünyesini bozan kimyasal maddeleri (Cl, Fl, Na, HCO3 ve aşırı SO4) içermemelidir.
Tüm bu özellikleri taşıyan gübreler oldukça pahalı oldukları için tüm sezon ihtiyacını bu gübrelerle karşılamak ekonomik sınırların üzerine çıkar. Bu yüzden ana besin maddelerini şu gübrelerle karşılama yoluna gitmeliyiz:
- Azot ihtiyacı için: Amonyum Nitrat (% 33) ve Üre (% 46).
- Potasyum ve Azot ihtiyacını birlikte karşılamak için: Potasyum Nitrat (13-0-46).
- Fosfor ihtiyacı için: Fosforik asit.
Fosforik asit aynı zamanda tıkanan deliklerin açılmasında da kullanılır.
Işık şiddetinin düşük olduğu geç sonbahar ve kış aylarında üre kullanımı tavsiye edilmez. Bu nedenle, soğuk mevsimde azotun nitrat formu kullanılmalıdır.
Kompoze gübrelerle sülfat içeren gübrelerin damla sulama sistemlerinde kullanımı risklidir. Fosforlu gübrelerin (süper fosfat, triple süper fosfat) suda erime problemleri vardır.
Damla sulama sistemi ile uygulanacak gübre miktarları, uygulanacak su miktarı ile orantılıdır. Genel tavsiye, her 1 litre suyun içinde ortalama 0,3 gram saf NPK bulunması şeklindedir. Bu doz ve uygulanacak su miktarına göre, kullanılacak gübre miktarını hesaplamak kolaylaşmaktadır.
Örneğin; dekara 1500 litre su ile uygulanacak 10-45-12 formülasyonlu bir gübreden ne kadar kullanacağımız şöyle hesaplanır:
- Bu formülasyonlu bir gübrenin 100 gramında toplam 10 + 45 + 12 = 67 gram NPK vardır.
- Kullanacağımız 1500 litre su ile uygulanacak saf madde miktarı:
1500 x 0,3 = 450 gram olacaktır.
- Buna göre:
67 gram saf NPK 100 gram gübrede varsa
450 gram saf NPK X gram gübrede vardır.
------------------------------------------------------------------
450 x 100
X = --------------- = 672 gram.
67
Yani vereceğimiz 1500 litre suyla beraber maksimum 672 gram gübre vermeliyiz.
Serada İklim Şartları
Hıyar sıcağı seven bir bitkidir. Ancak sıcaklığın da bir üst sınırı vardır. Sıcaklığın 35 0C’nin üzerinde uzun süre devamı, bitkilerin gelişmesini ve mahsul verme gücünü azaltır.
En uygun sera içi sıcaklık 25-28 0C’dir. Hıyarın meyve bağlaması için gerekli olan en düşük sıcaklık 15 0C olarak verilmekte ise de, 12 0C’nin altına düşürülmemesi genel bir tavsiyedir. Bu derecenin altında üretim yapılmak isteniyorsa seraların ısıtılması gerekir.
Vejetasyon döneminde bitki için uygun nem % 70-80’dir. Orantılı nemin % 50’nin altına ve % 90’ın üzerine çıkması halinde nem ayarlamasını yapmak gerekir. Karadeniz Bölgesi’nde düşük nem çok nadir görüldüğü için fazlaca tedbire gerek yoktur. Yüksek nemi düşürmek için ise havalandırma yapmak gerekir.
Hasat
Hasat 2-3 günde bir yapılabilir. Tam verime geçtiğinde ise her gün hasat yapılabilir. Hasat mutlaka bıçakla yapılmalı, meyveler asılarak kopartılmamalıdır. Meyvelerin çizilmemesine ve zedelenmemesine özen gösterilmelidir. Sıcak dönemlerde hasat sabah erken veya akşam saatlerinde yapılmalıdır. Hasada gelmiş meyveler vaktinde toplanmalıdır. Aksi takdirde üstte meyve tutumu engellenir. Toplan-mayan meyveler çeşide bağlı olarak şişer veya uzar. Bu da pazar değerini düşürür. Hıyarın verim ortalaması 15-18 ton/dekar’dır. Hıyar meyveleri hemen pazarlanamazlarsa 10-12 0C sıcaklıkta ve % 95 nem koşullarında 10 gün kadar saklanabilirler.